Sosyal Medya

Güncel

Merve Şebnem Oruç / Ankara Kuzey Irak’a neden bu kadar sert baskı kuruyor?

Son blöfler yapıldı, son restler çekildi. Bakalım Ankara, Tahran ve Bağdat, ve hatta Washington tüm farklı ajandalarına rağmen birleştikleri ortak noktada Barzani’ye geri adım attırabilecek mi?



Merve Şabnem Oruç - Yeni Şafak

Yarın yapılması planlanan Kuzey Irak’taki 25 Eylül bağımsızlık referandumuna doÄŸru geri sayım sürerken TSK, Silopi-Habur bölgesindeki tatbikatın seviyesini dün yükseltti. Milli Güvenlik Kurulu’nda söz konusu referandumun Ankara açısından “gayrimeÅŸru niteliÄŸi ve kabul edilemezliÄŸi bir kez daha belirtilirken,” ardından toplanan Bakanlar Kurulu’nun da gündemi Kuzey Irak’tı. Dün olaÄŸanüstü toplanan TBMM’de TSK’nın Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yapması için hükümete verilen izin bir yıl daha uzatıldı.

Her ne kadar giderek artan uluslararası baskıya raÄŸmen Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) BaÅŸkanı Mesut Barzani Cuma günü Erbil’deki son ‘referanduma evet’ mitinginde yaptığı konuÅŸmada, yarın yapılması planlanan 25 Eylül referandumunun ertelenmesi için vaktin kalmadığını belirterek, bunun için artık çok geç olduÄŸunu söylemiÅŸ olsa da, görünen o ki Ankara son dakikaya kadar Erbil’e kurmaya çalıştığı baskıyı sürdürecek.

Bazılarımızın kafasında, “Bugüne kadar Erbil-Ankara iliÅŸkileri oldukça iyi seyrederken ÅŸimdi neden en üst perdeden, hatta Ä°ran’ı dahi geri planda bırakacak kadar yüksek sesle referanduma karşı çıkıyor?”sorusu olabilir. Oysa sorunun cevabı içinde saklı: Ankara’nın Erbil yönetimiyle özellikle ekonomik açıdan kurduÄŸu iyi iliÅŸkiler bu baskının sonuç vermesi bakımından, Tahran ve BaÄŸdat’a oranla çok daha etkili olabilir. Türkiye’nin bağımsız bir Kürt Devleti’nin kurulması noktasında tartışmaya açık olmayan kırmızı çizgilerini veya iç siyaset dengelerini konuÅŸabiliriz konuÅŸmasına ancak Erbil üzerinde etkisi olacak hususlar bunlar deÄŸil; baÅŸka ÅŸeyler...

Kuzey Irak’ta bugün ortalama 1300 Türk ÅŸirketi iÅŸ yapıyor. Erbil havaalanının yapımı dahil Kuzey Irak’taki pek çok altyapı faaliyeti Türkler tarafından gerçekleÅŸtirildi. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın ABD seyahatinde gazetecilere verdiÄŸi demeçte Ankara-Erbil iliÅŸkileri için “Kopma noktasına geldi diyorsanız, bunu Barzani bu hale getirdi. Memurlarına maaÅŸ ödeyemez hale geldiklerinde onlara biz yardımcı olduk. BaÅŸbakanlığım dönemiydi, 2 milyar dolar kredi verdik ki maaÅŸ ödesinler. Fakat bunlar kadir kıymet bilmiyorlar. Yoksa bizim onlarla alıp veremediÄŸimiz bir ÅŸey yok. Ne ABD ne Rusya bizim gibi yardım etmedi,” ifadesinde de en yüksek ağızdan belirttiÄŸi gibi Ankara, ekonomik anlamda Kuzey Irak’a çok zor zamanlarda destek vererek dostluÄŸunu ortaya koymuÅŸ oldu. Ancak daha da ötesi, Kerkük-Ceyhan boru hattından geçerek Akdeniz’e ulaÅŸan günlük en az 550 bin varil petrol, denize çıkışı olmayan Kuzey Irak’ı bugün ekonomik açıdan Türkiye’ye bağımlı yapan en kritik mesele.

BilindiÄŸi gibi bu hafta Rusya’nın önde gelen petrol ÅŸirketlerinden Rosneft, Kuzey Irak’la bir milyar doları aÅŸan bir doÄŸal gaz boru hattı anlaÅŸması yaptı. Kerkük-Ceyhan boru hattını güçlendirerek kapasitesini artıracak bu inÅŸaata 2019’da baÅŸlanacak ve 2020’de devreye girmesi planlanıyor. Boru hattının 30 milyar metreküp gaz taşıyacağı ve 108 milyar dolar gelirgetireceÄŸi söyleniyor. Kerkük-Ceyhan boru hattından elde edilen gelirse hala Halkbank Ã¼zerinden toplanıyor.

Malum 2014’ten beri BaÄŸdat merkezi yönetiminden bağımsız olarak petrol ihracı yapan Kuzey Irak’la BaÄŸdat arasında bu petrol gelirinin nasıl paylaşılacağı noktasında uzun süredir devam eden bir anlaÅŸmazlık var. Halihazırdaki anlaÅŸmaya göre BaÄŸdat petrol gelirlerinin %17’sini IKBY’ye ödemek zorunda, ancak daha önceleri bu ödemenin %11’ini yaparak %6’sını güvenlik ve benzeri çeÅŸitli bahaneler öne sürerek Ã¶demeyen BaÄŸdat, bir süredir bu ödemeyi de gerçekleÅŸtirmiyor. Ankara bu nedenle Barzani’ye referandumdan vazgeçmesi halinde BaÄŸdat’la Erbil arasındaki sorunların çözümünde arabuluculuk yapabileceÄŸini ve Erbil’in haklarının korunması noktasında garantör olabileceÄŸini söylüyor.

17-25 Aralık meselesinin arka planından ABD’de devam eden Rıza Zarrab davasının HalkBank’a yönelmesine, Suriye ve Irak’ta DAEÅž’le mücadele adı altında petrol zengini yatakların ve enerji rotalarının PKK’ya teslim edilmesine ve PKK’ya gönderilen tonlarca silaha son yıllarda yaÅŸanan tüm geliÅŸmeler birbirine açıkça baÄŸlıyken bunların tam kalbinde iÅŸte bu enerji meselesi oturuyor. Son yazımda da ifade ettiÄŸim gibi, ABD’nin referanduma “Henüz vakti deÄŸil” diyerek karşı çıkmasının nedeni, Suriye’deki iç savaÅŸta Türkiye’nin güney sınırından Akdeniz’e uzanacak PKK koridorunun inÅŸasının henüz tamamlayamamış olmaları. Ä°srail’in 25 Eylül referandumuna desteÄŸi ise Kuzey Irak’la petrol üzerinden kurduÄŸu güçlü ekonomik baÄŸa dayanıyor. Ä°srail’in 2015’ten beri petrol ithalatının %77’sini Kuzey Irak’tan gerçekleÅŸtirdiÄŸi tahmin ediliyor. Ä°srail’e göre, Ä°ran’ı bölgede dizginleyecek bağımsız bir Kürt Devleti ister PKK kursun ister Barzani fark etmez, yeter ki bir an önce kurulsun.

Öte yandan, bu yaz BaÄŸdat’la Tahran’la Kerkük petrolünün Kerkük’ten Ä°ran’a boru hattı döşenerek taşınması noktasında imzaladığı anlaÅŸmadan Kuzey Irak’ı haberdar etmemesinin, Barzani’nin bağımsızlık referandumuna Kerkük’ü de dahil etmesinin nedenlerinden biri olduÄŸu düşünülebilir. 25 Eylül’e doÄŸru geri sayım sürerken Barzani’nin BaÄŸdat’la Erbil’in hakları için anlaÅŸmak için referandum blöfünde bulunduÄŸu ve geri adım atacağı tahmini yaygındı. BaÄŸdat’tan bu manada henüz somut bir hamle gelmemiÅŸ olması böyle büyük bir iddiayı ortaya atan Barzani’nin geri adım atamamasında önemli bir etken olabilir. Barzani Cuma günkü konuÅŸmasında referandumun ertelenmesi için artık çok geç olduÄŸunu söylerken “Kendimi halkım karşısında utandıracak biri deÄŸilim,” diyerek, bir anlamda ne kadar sıkışmış olduÄŸunu kendi de ortaya koymuÅŸ oldu. Bu sıkışma da muhakkak ki Türkiye’nin kurduÄŸu baskının payı büyük. Çünkü referandumun gerçekleÅŸmesi halinde BaÄŸdat ve Tahran cephesinin kılıçları kınından çıkaracağı muhakkakken, Türkiye gibi çok önemli bir dostun kafaya koyması halinde uygulayacağı yaptırımların bedeli de ağır olacak. Yani iÅŸler kontrolden tamamen çıkacak.

Özetle referandum masasında 25 Eylül’e saatler kala gerilim hala sürüyor. Son blöfler yapıldı, son restler çekildi. Bakalım Ankara, Tahran ve BaÄŸdat, ve hatta Washington tüm farklı ajandalarına raÄŸmen birleÅŸtikleri ortak noktada Barzani’ye geri adım attırabilecek mi? Böylece OrtadoÄŸu masasındaki kartlar bir sonraki gerilim noktası için yeniden mi karılacak? Yoksa referandum gerçekleÅŸecek ve herkes sırayla elini açmak zorunda mı kalacak?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.